28 Eylül 2010 Salı

İkinci Hafta

8. Gün:

İkinci haftaya başlarken alnımda ufak, ama dokununca biraz acıyan bir sivilce edindim. Bunun dışında herhangi bir kuruma veya rahatsızlık tecrübe etmedim.Tedaviye başladığım 2. gün ortaya çıkan sivilce tam düzeliyor diyordum ki, bugün sanki şişiyormuş gibi geliyor. Çene kısmında bir düzelme görmüyorum. Henüz herhangi bir yan etki ile karşılaşmadım. Dudaklarımı hafif kuru hissedince Isana dudak kremini sürüyorum, bir şey kalmıyor. Bol su içmeye çalışıyorum. Yüzümde hala bir kuruma görmemek beni şaşırtsa da bu haftanın sonuna doğru ne olacağını merak ediyorum. Şimdilik bu ilacı kullandığıma memnunum çünkü en sonunda tüm bu problemlerden kurtulacağım gibi bir umudum var (inşallah). Bunun dışında regl dönemi yakında olduğundan bu aralar cildimin kötüye gideceğini düşünüyorum.

9. Gün:

Bugün sivilce sayısında bir artış yok, mutluyum. Kaşlarımda kepeklenmeye arasıra rastlıyorum. Dudağım çok sevimsiz bir yerden kurudu ki, kastettiğim yer tam kenarlar. Biraz acıdığını farkedince Isana dudak kremi ve doktorun tavsiye ettiği kremi kullandım. Bunun dışında rahatsız eden bir yan etki yok.

10. Gün:

Dün geceden beri ara ara kafamda kaşınma hissediyorum, sanırım biraz kuruma oldu umarım bu şekilde devam etmez. Herhalde o zaman şampuanı değiştirmem gerekecek. Bunun dışında yüzüm biraz daha yatışmış görünüyor, durum iyi.

11. Gün:

Yine kafamda ara sıra kaşınma hissediyorum ama rahatsız edici boyutlarda değil. Yüzüm pek kurumadı, bazen dudaklarımı hafif kuru hissediyorum, o zaman da nemlendirici kullanıyorum. Çeneme bir sivilce daha eklendi. Böylece orada inanılmaz bir artış oldu uzun zamandır olmayan. Ama artık bunun sebebinin hormonal olduğunu da zannetmekteyim döneme bağlı olarak. Haftasonu arkadaş buluşmalarını alkolsüz geçirmek hem bütçeme yaradı, hem de gereksiz yere alkol tüketmemiş oldum, aslında halimden gayet memnunum. İkinci haftanın da sonlarına yaklaşıyoruz neredeyse. Umutluyum. Sanırım bu kadar.

12. Gün:

Dudağımın tek kenarındaki çatlak gülerken ve konuşurken biraz acıdı, ben de nemlendirici ile buna karşı koymaya çalıştım. Bunun dışında yine çene bölgemde çok büyük olmayan bir sivilce çıktı. Başka rahatsızlık veren bir durum yok.

13. Gün:

Sanki çene bölgemdeki sivilcelere devamlı yenileri ekleniyor gibi. Acaba 2. haftada olası olan kötüleşme kapsamında mı değerlendirmeliyim bu durumu? Yine de görüntü çok fena değil, dışarı çıktığım zaman da renkli nemlendiriciyi kullanıyorum kapatıcı olarak. Rahatsız edici bir yan etki yok bugün. Dudak kenarını krem ile hallediyorum.

14. Gün:

Bugün pek iyi durumda değil sivilceler. Umarım bu kötüleşme kısa süre içinde geri dönmemek üzere kaybolur. Tedavinin 2. gününde, yani tam 12 gün önce çıkmış olan sivilce, iyileşme belirtileri gösterdiği süre boyunca 2 kez ölümden döndü ve şu anda neredeyse ilk günkü kadar büyük bir durumda. Haftasonuna kadar umarım her şey düzelir, bir düğün de içinde olmak üzere katılacak aktiviteler var. Bunun dışında çatlayan dudak kenarım bugün yemek yerken bana acı verdi. Dün gece başımın kaşıntısı da arada bir beni rahatsız etti.



Genel Toplam

Bu hafta ilk haftaya göre biraz daha kuruyarak geçti. Saç derisinde kaşıntı, dudak kenarı çatlamaları oluştu. Çene bölgesindeki sivilceler arttı, ancak bu artışı tamamen ilaca bağlamak doğru olmaz sanırım, menstrual dönemin de etkisi var.

Ve ikinci hafta bitti!

22 Eylül 2010 Çarşamba

İlk Hafta

1. Gün: 

Yağlı yemekler yediğiniz zaman ilacı almanız gerekiyor, yani öğlen veya akşam yemeğinden sonra. Ben de 6 çeyrek gibi ilk iki hapımı gövdeye indirdim. 

2. Gün:

İki hapı daha aldım. Herhangi bir kuruma henüz gerçekleşmedi. Hatta sevimsiz ve şişkin bir sivilce edindim.

3. Gün:

Dün gece dayanamadım ve oldukça şişen sivilcenin üzerine eczanede yapılmış daha önceden kullandığım kremi sürdüm. Henüz kurumasa bile dudaklarıma krem sürmeyi ihmal etmiyorum biraz kuru hissedince. Yüzümde bir kuruluk hissetmediğimden her zaman kullandığım nemlendirici olan Neutrogena'nın spf 15'ini sürdüm yıkadıktan sonra.

4. Gün:

Gece yatarken yine kremi sürdüm. Sabah yeni bir sivilcem yoktu, yüzümde herhangi bir kuruma da henüz oluşmadı. Bu gece bir eğlenceye davetliyim ve geceyi meyva suyuyla geçireceğim =)

5. Gün:

Sabah saatleri itibariyle diyebilirim ki yeni bir sivilce yok. Yüzümde veya dudaklarımda bir kuruma görülmüyor. Tedavinin 2. gününde çıkmış olan canavar sivilce iniyor. Ama çene bölgemde birkaç sivilce yanyana saltanatlarını sürüyorlar.

Bu arada günde 40 mg'dan 16 hafta ilacın etki etmesi için gereken toplam doza ulaşmıyor. Acaba doktor 16 hafta sürecek şeklinde attı mı diye kafam karıştı.

Akşama doğru birkaç gündür inmesini beklediğim sivilcenin beyaz ucu çıktığını görünce Roaccutane'ın bu 5 gün içinde üzerimde herhangi bir etkisi olup olmadığını merak etmeye başladım. Herhangi bir kuruma henüz gerçekleşmedi.

6. Gün:

Açıkçası bugün hiçbir değişiklik yok, az biraz burnumun üzeri kurudu diyebilirim.

7. Gün:

Roaccutane bilgilendirme kitapçığına göre 2. haftaya doğru aknelerinizin kötüleşmesi gerekiyor. Ancak bende bu durumun başladığını düşünüyorum. Uzun süredir çene bölgemde olmadığı kadar fazla sivilce var ve geçmeleri de uzun sürüyor. Bugün bir tanesi beyazlamış. İki tane yeni var. Hepsi de aynı bölgede, ilginç bir durum. Zaten senelerdir devamlı aynı yerde çıkan bir sivilce vardı çenemde. Yine orası ve onun etrafı dolu. Bunun dışında bir kuruma hissetmiyorum. Biraz kaşlarımda kepek gördüm ancak ciddi bir kuruma yok. Dudaklar yerinde. Bu haftasonu değil gelecek haftasonu bir düğüne katılacağım ve açıkçası o zaman kötüleşecek diye korkuyorum!



Genel Toplam:

Herhangi bir kuruma gerçekleşmedi. Her zamanki temizleyici ve nemlendirici ile devam ettim. Sabah sürdüğüm akne kremini kestim, akşamları sürmekten vazgeçmedim. Çene bölgemde uzun zamandır olmadığı kadar fazla sivilce oluştu. Bunun ilacın etkisi olduğunu düşünüyorum ancak emin değilim. Baş ağrısı, burun kuruması gibi yan etkilerle karşılaşmadım. Alkolsüz meyve kokteylleri ile kaynaştım =)

Ve ilk hafta bitti!

21 Eylül 2010 Salı

Roaccutane Bilgilendirme Kitapçığı

Bu yazı, Roche Müstahzarları Sanayi A.Ş.'nin hazırlamış olduğu Roaccutane Aknenin Tedavisi adlı kitapçıktan derlenmiştir.
Sayın Kullanıcı,
Hekiminiz size 1980 yılından bu yana Avrupa ve Amerika dahil olmak üzere tüm dünyada yaygın olarak kullanılmakta olan ROACCUTANE adlı ürünü reçete etmiş bulunuyor.
ROACCUTANE bugüne kadar yaklaşık 12 milyonu aşkın akneli hastanın tedavisinde başarı ile kullanılmıştır.
Türkiye'de ise 1995 yılından bu yana kullanılmaktadır ve binlerce hasta bu tedaviden yararlanmıştır.
Hekiminiz ürünün kullanımı konusunda size birtakım sözlü açıklamalar yapacaktır. Tedavinizi en kısa süredde başarı ile tamamlamak için lütfen açıklamalarını dinleyin.

20 Eylül 2010 Pazartesi

Yarın Başlıyorum!

Bugün doktora gittim ve istediği tahlillerin sonuçlarını gösterdim. Kilomu sordu, günlük 40 mg, yani 2 kapsül alacağımı söyledi. Tedavi muhtemelen 16 hafta sürecek. 2 kutu hap bir ay yetecek. Yüzümü temizleme ve nemlendirme için ne kullanmalıyım diye sordum ve işte cevaplar:

Temizleme için Moos ile devam ediyorum. Yüz nemlendiricisi olarak Avéne Hydrance Optimale'ı ve dudak kremi olarak da Avéne Cold Cream'i tavsiye etti.

Beslenme için dikkat etmem gereken bir şey olup olmadığını sordum, o da olmadığını, kan değerlerinin normal olduğunu söyledi. Yine de yağlı yemeklerden uzak mı durmak lazım acaba diye düşünüyorum.

Alkol almamak gerekiyormuş, çünkü ilaç ile etkileşime giriyormuş. Daha önce 4 ay boyunca hiç içmediğim olmamıştı, bu da bir yandan yeni bir deneyim olacak. 

Besin alerjisini de sordum. Gıda intoleransı testi yaptırmak moda oldu dedi. Bu konuda araştırmalar yapıldı, ancak akne ile besin arasında bir ilişki bulunamadı dedi. Sanırım bilimde çoğu zaman olduğu gibi iki tarafı da destekleyecek çalışmalar bu konuda da mevcut. En iyisi sağlıklı beslenmeye çalışmak.

Bir yandan meydana gelecek yan etkilerden korkuyorum. Bir yandan da artık kurtulacak mıyım bu akne illetinden diye umutluyum!..

19 Eylül 2010 Pazar

Besin Alerjisi ve Akne Arasındaki İlişki

Besin alerjisinin akneye sebep olabileceğini yeni öğrendim. Zaten bazen sebepsiz yere cildimde kızarıklıklar, kabartılar oluştuğundan ne zamandır alerji testi yaptırmak istiyorum. Ancak bunun için besin alerjisi testi de yaparlar mı bilmiyorum. Öğrendiğimde sizi de haberdar edeceğim.

Besin alerjim olsa nasılsa farkederdim diye düşünebilirsiniz. Ancak bu doğru değil. Bazı araştırmacıların iddia ettikleri doğruysa ABD nüfusunun neredeyse yarısında besin alerjisi varmış. Peki bunun sebepleri neler? Havanın ve besinlerin günden güne kirleniyor oluşu, bebeklerin sütten erken kesilmesi ve katı gıdaya erken başlanması, genetiği değiştirilmiş besinler sebeplerden bazıları olabilir. 

Peki besin alerjisini farketmek neden zor? Birçok farklı organda değişik semptomlara neden olması en önemli sebep. Klasik alerji testleri, besine olan tepkileri göstermekte sınıfta kalıyor.


En çok tepki gösterilen besinler ise şunlar: Süt, yumurta, yerfıstığı, buğday, mısır, balık, kabuklu deniz ürünleri, çilek, ceviz, bezelye, fasülye ve bazı baharatlar. 

Besinlere karşı gösterilen tepki sonucu oluşan belirtilerden bazıları ise şöyle: Akne, aritmi, astım, sırt ağrısı, yatak ıslatma, kronik bronşit, uykusuzluk, konsantrasyon eksikliği, burun kaşıntısı, sinüzit, migren, başağrısı. Görüldüğü gibi bu yüzden besin alerjisini tespit etmek çok zor. 

Besin alerjisinin bir nedeni de aynı tip besini devamlı olarak tüketmekmiş. Mesela sağlıklı beslendiğini iddia eden bir kişinin bir günlük menüsü şöyle diyelim: Sabah süt ile mısır gevreği, arada birkaç elma, öğlen ton balıklı bir sandviç, akşam da tavuk ve sebze. Ancak bunu her gün tekrarlamak tehlikeli. Bazı besin alerjileri bir bağımlılık gibiymiş. Vücudunuzu rahatsız eden bir besini ilk kez tükettiğinizde kendinizi kötü hissediyor ama bu hissin besinle ilişkisini kuramıyorsunuz. 2. kez aynı besini tükettiğinizde vücudunuz yine tepki veriyor ancak daha hafif olarak. Daha sonra verilen tepki kronik bir tepkiye dönüşüyor. Bu besini bir süre tüketmediğinizde (mesela bu besini elediğiniz bir beslenme tarzını benimsediğinizde) birkaç gün kendinizi kötü hissediyorsunuz. Sonuç olarak ise vücudunuz buna alışıyor ve kendinizi daha iyi hissetmeye başlıyorsunuz.

Hangi besinlere alerjiniz olduğunu çözmek için yapabileceğiniz bir şey eleyerek beslenme (elimination diet). Şüphelenilen besini 2 haftadan 2 aya kadar olan bir zaman için beslenme alışkanlıklarınızdan çıkarıp meydana gelen değişiklikleri takip etmek anlamına geliyor bu beslenme biçimi. Örneğin x besinini beslenmenizden çıkardınız. Bir süre geçtikten ve görülen belirtiler sona erdikten sonra besini tekrar tüketiyorsunuz. Eğer tekrar belirtiler görüyorsanız muhtemelen bu besin, belirtilere yol açan besindir. Bu diyeti uygulamak için bir doktorla görüşmek gerekebilir.

Kaynaklar:
  1. http://alternative-medicine-and-health.com/index.php?option=com_content&view=article&id=136&Itemid=74
  2. http://forums.wrongdiagnosis.com/showthread.php?t=31609
  3. http://en.wikipedia.org/wiki/Elimination_diet

Tedaviden Kısa Zaman Önce

Tahlil sonuçlarımı aldım ve yakın zamanda doktora tekrar gideceğim. İlacı almaya başlar başlamaz da her hafta ne gibi değişiklikler olduğu konusunda sizi bilgilendireceğim!

17 Eylül 2010 Cuma

Şunlara Dikkat Edin

Yapın!

  • Cildinizde yan etki oluşturmadığı sürece bir tedaviye 2-3 ay bağlı kalın.
  • Hanımlar, porları tıkayan ve yağ bazlı makyaj ürünlerinden uzak durun. (non-comedogenic ve oil-free yazan ürünleri tercih edin)
  • Gece yatmadan önce yüzünüzü temizleyin.
  • Bol bol su için.

Yapmayın!

  • Süren tedavinizi 2 aydan önce yarıda bırakmayın.
  • Yüzünüzü devamlı yıkamayın, bu yağlanmayı artıracaktır. (günde en fazla 3 kez yıkayın)
  • Makyajınızla uyumayın. 
  • İradenizi güçlü tutup aknelerle oynamamaya çalışın.

İstenen Tahliller

İlaca başlamadan önce doktorunuz sizden bir tahlil istemeli. Benden istenenleri yazayım: 
Hemogram
Üre
Kreatinin
AST
ALT
Kolesterol (LDL, HDL)
Trigliserid
TIT

Roaccutane Prospektüsü

ROACCUTANE ROCHE Yumuşak Jelatin Kapsül                                                
Roaccutane®
İzotretinoin


Yumuşak jelatin kapsül

Aknenin sistemik tedavisi için retinoid

Formülü
Bir yumuşak jelatin kapsül 10 mg izotretinoin içerir.
Yardımcı maddeler: Titan dioksit, kantaksantin.

Farmakolojik Özellikleri
Farmakodinamik özellikler 
Roaccutane’ın etken maddesi olan izotretinoin, all-trans pozisyonda olan retinoik asidin (tretinoin) bir stereoizomeridir. Roaccutane’ın kesin etki mekanizmasının ayrıntıları henüz bilinmemektedir ancak şiddetli aknenin klinik tablosunda gözlenen iyileşme yağ bezi aktivitesinin baskılanması ve histolojik olarak yağ bezlerinde görülen küçülmeyle ilişkilidir. Ayrıca izotretinoinin dermal antienflamatuar etkisi de kanıtlanmıştır.

Roaccutane'a Başlamadan Önce...

Hakkında birçok olumsuz yorum okuduğum bu ilaca karşı hala tüm önyargılarımı yıkmış değilim, ancak son çare olarak denemeye karar verdim. Bundan önce de okuduğum kaynakları sizin için de özetlemek isterim.

Bahsedilen Yan Etkiler

  • İlacın en önemli sınırlaması kullanırken hamile kalınmaması. Çünkü doğacak bebeğin sakatlanması veya olumsuz etkilenmesi çok büyük bir ihtimal. Bu yüzden de ilaç kullanımı süresince ve bitiminden sonraki 1 ay kan vermek veya hamile kalmak yasak. (Kan vermek bebeği olabilecek birine zarar verebileceği için)
  • Yan etkilerden sanırım en sık görüleni dudakların kuruyup acıtacak derecede çatlaması. 
  • Aynı şekilde saçların daha az yağlanması karşılaşılan bir etki. 
  • Kuruluk sebebiyle burun kanaması olabiliyor.
  • Göz kuruluğu da bir diğer başka etki. Lens kullananların bu dönemde gözlük takması daha iyi bir seçim gibi görünüyor.
  • Eklem ağrılarından bahsedenler var.
  • Depresyon ile ilaç kullanımı arasında bağlantı bulunduğu söyleniyor. 2005'te yayımlanan bir çalışmaya* göre bu ilacın kullanımı depresyon semptomları ile ilgili olan beyin bölgesinde daha az faaliyete neden oluyor.
  • Gece görüşünde azalma olabilirmiş.

Üretici Firmaya Göre...

Tabii ki üretici firma ilacını en iyi nasıl pazarlayacağının derdinde olacak. Yine de sayfasına bakmakta fayda var. Buraya tıklayın.

Dikkat Edilecek Noktalar

  • A vitamini ile birlikte kullanılmaması gerekiyor.
  • Daha önce bahsettiğim gibi hamilelik ve kan verme çok riskli.
  • Düzenli tahlil yaptırılması ve bunun doktorunuz tarafından takip edilmesi gerekiyor.
  • Bu ilaca başlamadan önce deneyeceğiniz birçok krem ve antibiyotik olabilir. Başlangıçta bu ilacı kullanmanıza gerek olduğunu sanmıyorum.
  • Ciltte kuruluğa yol açtığından yazın kullanılmaması gerekiyor.
  •  
    Kullananlardan Yorumlar

    • İlk olarak ekşisözlük'ü okumuştum tabii ki. Accutane başlığı altında kullanıcılardan yorumlar okuyabilirsiniz.
    • Bunun dışında üşenmeyip Abigail adlı bir kızın 3 yıllık Roaccutane macerasını okudum. İngilizce olarak günlük gibi yazmış. Merak edenler buraya tıklayabilir. Zaman zaman cildi çok düzelmiş, ancak genelde tedavi bitince bir zaman tekrarlamış. Böylece ilaca 2. kez ve 3. kez yeniden başlamış. Son kürden sonra bir süreliğine cildi düzelse de yeniden bozulmuş ve şimdi ne yapacağını düşünmekte.
    • Facebook'ta Roaccutane Kullananlar diye bir grup var, üye olabilir veya duvarına göz atabilirsiniz. Buraya tıklayın.  
    • itsbeauty.com'da kullananların yorumlarını buradan okuyabilirsiniz.
    • Yine ilacı kullanmış olanların memurlar.net sitesindeki yorumlarına  buradan bakabilirsiniz.

    *Bahsedilen çalışma bu adreste bulunabilir: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15863802

    Sivilceler Hakkında Kısa Kısa

    Beslenme

    Çevrenizdeki kişilere sorsanız muhtemelen beslenme ve akne arasında bir ilişki olduğunu söyleyeceklerdir. Böyle bir ilişkinin olmadığı da bir süredir bilim çevrelerince söyleniyor. Ancak bu fikir de şu anda tartışmaya açık. 2007'de yapılmış bir araştırma* beslenme ve sivilce arasında bir ilişki gösteriyor ve şekerli, fast food vb. yiyeceklerden uzak durulması gerektiğini savunuyor. Ne de olsa beslenmenin sağlıklı oluşu vücudun da sağlıklı olmasını sağlıyor. 

    Bir diğer dikkat edilebilecek nokta ise besin alerjileri. Farkında olmadan alerjimiz olan besinleri tüketiyor olabiliriz. Bu ise aknelerin oluşmasına veya artışına neden oluyor olabilir. 

    Stres

    Stres neredeyse her vücut sistemini etkilediği gibi cildi de etkiliyor. Bir süre bu konuda da konunu uzmanları arasında bir kutuplaşma olmuş. Ancak 2002'de Stanford Üniversitesi'nde yapılmış bir araştırma da göstermiş ki, stres ile akne arasında bir ilişki bulunuyor. Tahminlere göre stres aknenin hem daha fazla oluşmasına hem de geç iyileşmesine neden oluyor.

    Bunun dışında...
    • Terleme sivilce oluşumunu kötü yönde etkiliyor. Özellikle yaz aylarında veya spordan sonra daha fazla gerçekleşen terlemeden sonra yüzünüzü temizleyin.
    • Adet düzensizlikleri ve hormonal bozukluklar sivilceye neden olabilir.
    • Genetiğin de bir rol oynadığı düşünülüyor. Eğer ebeveynlerinizde sivilce görülmüşse sizde de olma olasılığı artıyor.
    • Doktorunuza danışmadan kozmetik ürünler veya uzman olmayan kimselerce tavsiye edilen malzemeler kullanmaktan kaçının.

    *Bahsedilen araştırmaya ait makaleler:
    Smith R., Mann N., Braue A., Mäkeläinen H., Varigos G. "A low-glycemic-load diet improves symptoms in acne vulgaris patients: a randomized controlled trial." American Journal of Clinical Nutrition (2007); 86: 107-115. 
    Smith R., Mann N., Braue A., Mäkeläinen H., Varigos G. "The effect of a high-protein, low glycemic-load diet versus a conventional, high glycemic-load diet on biochemical parameters associated with acne vulgaris: A randomized, investigator-masked, controlled trial." Journal of the American Academy of Dermatology (2007); 57 (2): 247-256.

    Akne ve Psikolojik Problemler


    Akneden muzdarip çoğu kişi hastalığı sebebiyle kendine yeterince güven duyamaz, sosyal ortamlardan kaçınmaya çalışabilir. Belki devekuşu gibi kafamızı kuma gömeceğiz ama yine de size bir önerim olacak: Boreade renkli nemlendirici
    Bu ilacı ilk yazıda da bahsettiğim doktor Agop Bey önermişti. Hem nemlendirici hem de renkli, yani ten renginde. Sivilcelerinizin veya izlerin üzerine sürdüğünüzde cildiniz emdikten kısa bir süre sonra oldukça sağlıklı bir görüntü oluşturabiliyor.

    Bunun dışında tabii insan zaman zaman görüntüsüne daha fazla kafasını takıyor. Bunun bir sebebi de devamlı medyada reklamlara, "güzel" insanlara maruz kalmamız ve çağımızda dış görünüşe çok önem verilmesi. 

    Kendimden birkaç örnek vermek gerekirse:  Artık arkadaşlarım bende kalacakları zaman biraz huzursuz oluyorum yüzüm konusunda. Acaba yıkamalı mıyım, tekrar renkli nemlendiriciyi sürsem mi, yoksa boş mu versem? Bunun gibi başka bir yerde kalmak da aynı derecede problemli. Veya birinin yüzüme dokunmasını istemiyorum, çekiniyorum. 

    Bir de herkes tarafından tavsiye duyulan bir dönem var ki o belki de en kötüsü. "Falancanın cildi çok güzeldi her gün bepanthen sürüyormuş sen de sür.", "Şunu şunu yemek kötü etkiliyormuş.", ve hatta "Evlenince geçer." Daha sonra masumca kullanılan atasözleri bile sizi sinir eden bir duruma gelebilir: "Güzelliğine güvenme bir sivilce yeter, zenginliğine güvenme bir kıvılcım yeter". Eminim sizin de buna benzer anılarınız vardır.

    Bazı günler ise yüzünüz düzelir gibi olduğunda hissettiğiniz rahatlama duygusu paha biçilemez! Sırf yaşadığımız bu moral bozukluğu yüzünden bile sivilce tedavi edilmesi ve üzerine gidilmesi gereken bir rahatsızlık.

    Başlangıç ve Hikayem

    Merhaba,

    Bu blog akne sorununa sahip ve Roaccutane adlı ilacı kullanmaya başlayacak, kullanan veya bu konu hakkında bilgi edinmek isteyen kişiler için oluşturulmuştur. 

    Bu blogu yazmaktaki amacım kendi deneyimlerimi ve bilgilerimi paylaşmak, sizden gelecek yorumlar ile birlikte konuşmak ve düşünmektir.

    Hikayem

    Şu an 25 yaşındayım ve sanırım aşağı yukarı 10-11 senedir akne problemini yaşıyorum. Zaman zaman daha az, bazen daha şiddetli olarak karşıma çıkan bu sorunla başetmeye çalışıyorum. Şimdiye kadar da birçok yol denedim.

    İlk başta bu durum ailem tarafından da ciddiye alınmamıştı, neticede ergenlik sivilcesi neredeyse herkeste görülen bir şeydi ve fazla üzerinde durulmasına gerek yoktu. Ancak zaman ilerledikçe ve bu durum düzelmemeye başlayınca, ben de bunun bir hastalık olduğunu anlatıp, birçok doktoru gezerek ilaçlar denemekten oluşacak macerama atılmış oldum.

    İlk başlarda doktora pek düzenli olarak gitmedim. Bazen gidiyor, birkaç ilaç alıyor sonra kötüleşince tekrar başka bir doktora gidiyordum. Böyle böyle birkaç doktor gezdim, birçok ilaç denedim. Daha sonra problem kronikleşmeye başlayınca, ben de biraz para biriktirince artık meşhur doktor "kolsuz" Agop'u ziyaret etmeye karar verdim. Agop Bey, eczanede yapılan ilaçlar vererek hazır ilaçtan farklı bir alternatif sunuyordu. Bir zaman da burada tedavi oldum. Ancak her muayene oldukça fazla bir ücrete tabiydi ve bir süre düzelme sağlansa da akne tekrarlıyordu.

    Daha sonra yeni bir doktoru ziyaret ettim ve bir süredir de tedavimi kendisi sürdürmekte. Tabii bu akneyle savaş halinde geçen yıllar içinde muayene olmak için gittiğim birkaç doktor Roaccutane ilacını önermişti. Ben de daha sonra internette araştırmış ve korkutucu yan etkileri hakkında yazılar okumuştum. Bunun üzerine vazgeçmiş ve her zamanki ilaçlara devam etmiştim. Ancak yakın zamanlarda biraz daha araştırma yaptım bu ilaç hakkında. Bugün ziyaret ettiğim doktorum da artık bu ilaca başlama vaktinin geldiğini söyledi. Bunun sebebi ise şu anda aknenin çok yoğun olması değil, ancak birçok tedaviye cevap vermemiş ve devam etmiş olması. Ben de bu haberi bekliyordum ve bir yandan da sanırım artık buna hazırlanmıştım.

    Kullandığım İlaç ve Ürünler

    Şimdiye kadar kullanmış olduğum ilaçlardan biraz bahsetmek isterim. Ancak bu demek değil ki hepsi yararsızdı veya bunlar sizin için işe yaramayacak. Öncelikle herkesin cildinin ve akne probleminin derinliğinin farklı olduğunu belirtmek isterim:

    Temizleyiciler

    Clean & Clear:  Pek işe yarar bir sonuç göremedim.
    Nivea: Aynı şekilde pek faydasını göremedim.
    Neutrogena: Yukarıdaki markalardan daha kaliteli ve yararlı olduğuna inanıyorum. Yüzünüzün biraz kurumasını sağlar, dengelemek amaçlı da yağ içermeyen nemlendiricisini kullanabilirsiniz. (Bu arada yüzüm daha fazla yağlanacak korkusuyla nemlendirici kullanmaktan kaçınırdım eskiden. Oysa bu yanlış bir düşünce. Cildinizi temizleyici ile kuruttuktan sonra kendi haline bırakırsanız tam tersine aşırı yağlanma görülebiliyor. Bunun yerine yağ içermeyen, kokusuz, güneş korumalı nemlendiriciler kullanmalısınız.) 
    Clinique: Sabununu kullandım. İyi bir üründü.
    Moos: Yosun içeren bu temizleyici yeni favorim. Başarılı buluyorum.

    Nemlendirici olarak Neutrogena spf 15'i tavsiye edebilirim.

    Maske ve Peeling

    Cilt ürünleri satan bir dükkanda bir hanım önermişti bize (ben ve bir arkadaşıma) Neutrogena'nın peeling ve maske ürünlerini. Biz de bir süre kullandık. Bende olumlu etkisi olsa da, arkadaşımda olumsuz etki yaptı. Daha sonra öğrendiğimize göre akneli cilte peeling yapmak hiç de akıllıca bir iş değilmiş. Bu yüzden tanıdıklarınızın ve cilt uzmanı geçinen kimselerin önerilerinden uzak durup doktorunuzu dinlemenizi tavsiye ederim. Tabii doktorlar da kusursuz değil, örneğin Roaccutane yazın kullanılmaması gereken bir ilaç iken (çok kurutma yaptığı için) bunu yazın vermek isteyen bir doktora da gitmiştim. 

    Krem ve Antibiyotikler

    Tedavide kullanılan ana iki ilaç tipi yüze sürülen kremler ve antibiyotikler. Bu kremlerden  Aknefug, Aksil, Benzac, Benzamycn, Cleocin T, Clindoxyl, Differin, Eritretin, Imex, Isotrexin, Sivex, Skinoren, Tretin isimdekileri kullandım. (Hepsini yazınca gözüm korktu.) Antibiyotik olarak da Monodoks ve Tetradoks kullandım. Bir de bunların yanında eczanede hazırlanan krem ve temizleme sularını saymalıyım.

    Diğer Ürünler

    Clinique, Nivea ve Neutrogena'ya ait tonikleri kullandım. Bir umutla aldığım, sivilcelerin üzerine sürünce onları kısa sürede geçirmesi beklenen Clinique spot treatment gel ise pek faydalı olmadı. Ancak daha hafif akneye sahip ciltlerde işe yarayabilir.

    Bunun dışında doğal ürün olarak kızıl kantaronu biraz kaynatıp suyunu yüzümü sürerek kullanmıştım, sanırım hafif kurutucu bir etkisi vardı. En azından kokusu güzeldi =)